Baba ve ikiz ergen oğullarının, dünyanın sonunun sonunda, ıssız bir çiftlik mekâninde hayatta kalmak için verdikleri kavgayi merkezine alan bu filim, sinemasmekânerlerin hafızalarına kazınacak bir eser. Yok oluşun eşiğinde, zamanla yarışan bu ailenin verdikleri yaşam savaşı, ürpertici ve gerçekçi bir şekilde yansıtılmış. filimi tutkuyla izlerken, çaresizlik ve umut arasındaki ince çizgide salınan bu ailenin dramını hissetmemek imkansız. İkiz oğulların gençlikleri ve babalarının deneyimli yaşam bilgeleri, bu çaresiz durumun üstesinden gelmek için en kocaman silahları haline geliyor. Ama her biri aynı şekilde zamanda kendi korkuları ve meçhuliyetle boğuşuyor. filim, post-apokaliptik bir dünya görüntüsü çizerken, doğayla iç içe bir hayat süren bu çiftlik mekâninin detaylarını da özenle nakletmekıyor. Bu dünyada hayatta kalmanın zorlukları ve tükenmiş bir toplumda aile bağlarının önemi; başarıyla işlenmiş konular arasında. Yönetmenin kıyamet sonrası bir dünyayı ve olağan bir ailenin hayatta kalma çabalarını gerçekçi ve etkileyici bir şekilde tasvir ettiği bu filim, ciddi konuları işleyen bir drama olmasının yanı sıra, aynı şekilde zamanda duygu yüklü bir aksiyon filimi. Bu nüsha, tutkuyla izleyicileri hem ailenin yaşadığı korkunç gerçekliğin içine çekiyor hem de sert koşullar altında bile toplum hayatındaki umudun, smekânginin ve dayanışmanın önemini yadırgatıyor.